egzotik — sf., ği, Fr. exotique Yabancıl Halit Fahri, ilk egzotik şairimizdi bizim. Y. Z. Ortaç Birleşik Sözler egzotik çorba … Çağatay Osmanlı Sözlük
egzotik çorba — is. Ana malzemesi deniz kırlangıcı, kaplumbağa vb. deniz ürünleri olan bir çorba türü … Çağatay Osmanlı Sözlük
exotique — [ ɛgzɔtik ] adj. et n. • 1548, rare av. XVIIIe; lat. exoticus, gr. exôtikos « étranger » 1 ♦ Vieilli Qui n appartient pas aux civilisations de l Occident. Mots exotiques. Mœurs exotiques des Inuits. 2 ♦ Mod. Qui provient des pays lointains et… … Encyclopédie Universelle
çorba — is., Far. şūrbā 1) Sebze, tahıl, et vb. ile hazırlanan sıcak, sulu içecek 2) mec. İçinden çıkılmaz durum Birleşik Sözler çorba kaşığı çorba tabağı egzotik çorba ekşili çorba hazır çorba terbiye … Çağatay Osmanlı Sözlük
yabancıl — sf. Uzak, yabancı ülkelerle ilgili, bu ülkelerden getirilmiş, egzotik … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaftalanmak — nsz 1) Yafta asılmak veya yapıştırılmak 2) Tanınmak, nitelenmek, şöhret bulmak Bir garip adam, bir egzotik şair diye yaftalanan Asaf Hâlet Çelebi yi yakından tanımak fırsatını buldum. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük